arşivler
http://garantigulmek.tr.gg/
1-Merhabalar öncelikle sizi tanımak isteriz bize kısaca kendinizi tanıtırmısınız
1, Adım Cihat Emre Karataş Sivasliyim İstanbul da yaşıyorum 14 yaşındayım ..
2-izlemekten hoşlandığınız tv programları
2-En sevdiğim program atv de çıkan elin oğlu programıdır geceleri o programı izlerim, ..
3-kendi siteniz ile ilgili hedefleriniz nelerdir
3-Sitemle Daha çok kişiye erişmek ve insanları guldurmektir, ...
4-sitenizin amacı nedir
4-Sitemin Amacı İnsanları Guldurebilmektir ve bunun için çok çalışıyorum.
5-hangi tasarımı sitenizde kullanmayı tercih ediyorsunuz
5-Şu an iceblue tasarımını kullanıyorum ileride css tasarıma geçmeyi düşünüyorum.
6-Hangi renklerden hoşlanıyorsunuz
6-En sevdiğim renkler yeşil,mavi,sarı ve kırmızıdır.
7-Bedava sitemde en önemli anınız nedir
7-Bi anım yok.
8-kendi siteniz dışında Bedava sitemde beğendiğiniz site veya siteler
8-Radyomaskot,Brisin,browzmuzik,gultekinblog home-page tr sitelerini beğeniyorum.
9-Bedava sitemde nelerin değişmesini tavsiye ederseniz yada önerileriniz nelerdir
9-Öneri olarak daha fazla gelişmesini ve saldırılara karşı savunması artırılması gerekir.
10-sitemiz hakkında görüşleriniz
10-Siteniz gayet güzel beğendim başarılar dilerim. . ツ ツ ツ
Teşekkürler... www.brisin.tr.gg röpörtaj yapmaya devam ediyor.Takipte Kalın
Burcu Esmersoy'un üstsüz fotoğrafını yayınladılar!
Geçtiğimiz aylarda tüm dünyayı sarsan ve ünlülerin korkulu rüyası olan 'hackerlar' bu kez
Burcu Esmersoy'unbaşını ağrıtacak gibi. Seksi sunucunun özel bir fotoğrafı sosyal medyada günün
konusu haline geldi.Özçekim yaptığı görülen bu fotoğrafta üstsüz poz veren Burcu Esmersoy'un bu
karesi internete nasıl sızdığı merak konusu oldu.
İddiiaya göre Burcu Esmersoy'un yatakta üstsüz poz verdiği bu fotoğraf hacklerlar tarafından çalındı.
Burcu Esmersoy'un vereceği tepki ise merak konusu oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Charlie Hebdo'nun son sayısında, 4 sayfalık bir seçki yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri ile Hazreti Muhammed karikatürünü köşelerinde kullanan yazarlar Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan hakkında re'sen soruşturma başlattı.
Savcılık, soruşturmayı, TCK'nın 216. maddesindeki "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasına dayandırdı. Ceza Kanunu'nun bu maddesi uyarınca suçlu bulunanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabiliyor.
Gazete, 'yaptığı uzun değerlendirmeler sonucu' yayınladığı 4 sayfalık seçkide Hazreti Muhammed karikatürüne yer vermemiş ancak iki yazar söz konusu karikatürü köşelerinde yayınlamıştı.
Suç duyuruları yapılmıştı
Cumhuriyet Gazetesi'nin Paris'te saldırıya uğrayan Charli Hebdo dergisinin yeni sayısından bazı karikatürleri yayınlamasıyla başlayan gerilim bugün de sürmüş, gazetenin iki köşe yazarının derginin Hazreti Muhammed'li kapağını köşelerinde kullanması üzerine bugün suç duyuruları yapılmıştı.
Ankara'da Eğitim Bir-Sen, Konya'da Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) ve AK PartiKaratay Gençlik Kolları, Cumhuriyet gazetesinin yöneticileri ve 2 yazarı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Bazı kentlerde de, protesto eylemleri yapıldı. Bu eylemlerden biri, Cumhuriyet Gazetesi'nin birkaç kilometre uzağındaki Çağlayan meydanındaydı. Protestocuların birinin elindeki pankartta, "Eğer siz Charlie iseniz ben Kuachi'yim" yazıyordu.
Mersin İdmanyurdu Kupa'da dağıldı: 4-0!Ziraat Türkiye Kupası D Grubu'nda yer alan Aydınspor 1923, evinde konuk ettiği Mersin İdman Yurdu'nu
4-0 mağlup etti.
Tuzlaspor - Fenerbahçe maçında taş yağdı
Tuzlaspor - Fenerbahçe maçı, stat dışından atılan taşlar durakladı. Bir oyuncu yaralandı. Tuzlasporlu
Haluk, atılan taşın kendisine isabet etmesi sonrası acı içerisinde yerde kaldı
Dubai'de Türk rüzgarı
çıkmayı başardı.
DHA
Trabzonspor Şota Arveladze ile yollarını ayırdı
Trabzonspor teknik direktör Şota Arveladze ile karşılıklı olarak yolların ayrıldığını açıkladı. Şota'nın yerine takımı Sadi Tekelioğlu çalıştıracak.
Trabzonspor'dan açıklama
Trabzonspor resmi internet sitesi üzerinden; "Teknik Direktörümüz Shota Arveladze ile karşılıklı görüşerek yollarımızı ayırmış bulunuyoruz. Kendisine kulübümüze vermiş olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz. Kulübümüz yeni bir teknik direktörle anlaşana kadar Gençlik Geliştirme Teknik Sorumlusu Sadi Tekelioğlu takımımızın başında görev yapacaktır." açıklamasını yaptı.
Şota dönemi 4 ay 8 gün sürdü
3 Temmuz 2015'te Trabzonspor'la sözleşme imzalayan Şota ile 4 ay 8 gün sonra yollar ayrıldı.
Trabzonspor, ligde son olarak İstanbul Başakşehir'e deplasmanda 1-0'lık skorla mağlup olmuştu. Bordo-mavili ekip ligde 11 hafta geride kalırken 4 galibiyet, 2 beraberlik ve 5 mağlubiyet aldı. 14 puan toplayan Trabzonspor, puan tablosunda 12. sırada yer alıyor.
Milli Yüzücü Zeynep Güneş'ten Dünya Kupası'nda bir ilk
FINA Dünya Kupası'nın 8. ve son ayağında, 200 metre kurbağalamada Viktoria Zeynep Güneş,
Türkiye'ye ilk altın madalyasını kazandırdı.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde gerçekleştirilen organizasyonun ikinci gün finallerinde
Viktoria Zeynep Güneş, kadınlar 50 ve 200 metre kurbağalamada yarıştı. 50 metre kurbağalamada
31.39 ile 5. sırayı alan Viktoria Zeynep, 200 metre kurbağalamada ise 2.22.87'lik derecesiyle
altın madalyaya uzandı. Milli yüzücü, organizasyonun ilk gününde, 100 metre kurbağalamada
bronz madalya elde etmişti.
Erkekler 200 metre bireysel karışık finalinde yarışan Erge Can Gezmiş ise 2.07.65'lik
süresiyle 8. sırada yer aldı.
Türkiye Yüzme Federasyonu Başkanı Ahmet Bozdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Güneş'in, kupa tarihinde kadınlarda altın madalya alan ilk sporcu olduğunu belirterek,
"Viktoria, çok zorlu rakipleri geçti. Yarışlar, olimpiyatların provası niteliğinde oldu. Çünkü
Rio'ya gidecek sporcularla aynı kulvarda yarıştık. Daha önce Dünya Kupası'nda erkeklerde
altın madalya almıştık ancak kadınlarda ilk kez altın madalya kazanıyoruz" diye konuştu.
Milli Takım kupayı, 1 altın, 1 bronz olmak üzere 2 madalyayla tamamladı.
Beşiktaş deplasmanda kazandı: 99-96
99-96 mağlup etti.
Karşılaşmaya pota altında Stipanovic'i tesirli kullanarak başlayan Trabzonspor Medical Park, 3.
dakika içinde 10-6'lık üstünlük sağladı. Skor üstünlüğünü sürdüremeyen bordo-mavililer karşısında
Beşiktaş Sompo Japan, Wolters'in basketiyle 5. dakikada vaziyeti 11-10 yaparak, öne geçti. Wolters'in
tesirli oyunu devam ettirmesiyle siyah-beyazlılar farkı 9. dakikada 8 sayıya çıkardı: 20-28.
Bordo-mavililer, Hardy ve Kinsey ile 7-0'lık seri bularak farkı eritmesine karşın ilk periyot misafir
takımın 28-27 üstünlüğüyle bitti.
İkinci periyotta Seeley ve Murphy ile sayılar üreten Beşiktaş Sompo Japan, 17. dakikada
farkı 9 sayıya (41-50) çıkardı. Trabzonspor Medical Park, Kinsey'in sayılarıyla toparlansa da
rakibinin öne geçmesine müsaade etmeyen siyah-beyazlılar, ilk yarıyı 55-51 önde bitirdi.
Beşiktaş Sompo Japan, ikinci yarıda Murphy'in basketleriyle 23. dakikayı 64-59 üstünlükle geçti.
Radosevic ve Wolters'in de katkısıyla rakibinin kendisini yakalamasına mani olan konuk takım,
üçüncü çeyreği de 76-72 önde bitirdi.
Son periyotta Radosevic'in basketleriyle başlayan Beşiktaş Sompo Japan, 33. dakikada skoru
86-79 yaptı. Lampe'nin de pota altında devreye girmesiyle sayı üretmekte zorlanmayan siyah-beyazlılar, Kinsey'in skorer oyununa rağmen mücadeleden 99-96 galip ayrıldı.
Trabzonspor Medical Park, ligde 5'inci mücadeleninden da mağlubiyetle ayrılarak galibiyetle tanışamadı.
Kinsey 30 sayı ile mücadelenin en fazla sayı üreten ismi olurken Beşiktaş Sompo Japan'da Seeley ve
Wolters 18'er, Murphy de 17 sayı ile galibiyette ehemmiyetli rol oynadı.
Boksör Sinan Şamil Sam'ı Kaybettik
'Boğazın Boğası' lâkaplı Dünya eski Kıtalararası Ağır Sıklet Boks Şampiyonu Sinan Şamil
Sam karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Sam henüz
41 yaşındaydı...
Karslı Türk profesyonel ağır siklet boksörüdür.
2010 yılından bu yana ‘karaciğer yetmezliği’ rahatsızlığı bulunan ve geçtiğimiz
günlerde böbrek yetmezliği başlaması üzerine yoğun bakıma alınan Sinan
Şamil Sam hayatını kaybetti. Marmara Üni. Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde
gece saat 01.30 sıralarında aramızdan ayrılan Sam, cumartesi günü Ankara'da
son yolculuğuna uğurlanacak.Sinan Şamil Sam'ın cenazesi, yarın Ankara'da Kocatepe Camisi'nde kılınacak öğle namazının ardından defnedilecek.
Gençler Dünya Şampiyonu oldu
9 defa Türkiye şampiyonluğunu kazandı. 1992 yılında Gençler Dünya Şampiyonu oldu.
1993'te Vize-Avrupa şampiyonluğunu kazandı. 1995 Dünya İkinciliği'ni elde
ederken 1999 Büyüklerde Amatör Boks Dünya Şampiyonu olmayı başardı.
15 Nisan 2000 tarihinde profesyonel oldu. 12 Ekim 2002'de Polonyalı rakibi
Przemyslaw Saleta karşı Avrupa Şampiyonluğu için ringe çıktı ve yedinci raundda
nakavtla yendi.
Başak Eraydın çeyrek finalde elendi
Milli tenisçi Başak Erdaydın, Fransa'da düzenlenen turnuvada çeyrek finalde elendi.
dolar ödüllü turnuvanın çeyrek finalinde Fransız Stephanie Foretz ile karşılaştı.
turnuvaya veda etti.
nedeniyle iptal edildi.Ankara'da yaşanan menfur terör saldırısı sonrasında ilan edilen 3 günlük
Ulusal Yas nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu; 10, 11 ve 12 Ekim'de tüm profesyonel liglerde
oynanacak resmi müsabakalar ile amatör lig müsabakalarını ileri bir tarihe ertelerken, özel müsabakalar
da iptal edildi.Beşiktaş'ın, Antalya Mardan Spor Kompleksi'nde yarın Shakhtar Donetsk ile
oynayacağı hazırlık mücadelesi de bu kapsamda oynanmayacak.
Mourinho'nun yeni doktoru Viktoryia Gameeva
Spartak Moskova'nın doktoru Viktoryia Gameeva'nın Chelsea formasıyla fotoğraf paylaşması akıllara yeni doktorun o olabileceğini getirdi.
Chelsea teknik direktörü Jose Mourinho'nun Swansea maçında Hazard'ın sakatlanmasının ardından hızlıca sahaya giren ve futbolcunun tedavisini geciktiren kadın doktor Eve Carniero'ya tepki göstermişti.
Maç sonunda Portekizli çalıştırıcı, kadın doktoru hedef almış ve bir sonraki haftada oynanan mücadelede kadro dışı bırakmıştı.
Spartak Moskova'dan yeni doktor!Rusya Ligi ekiplerinden Spartak Moskova'nın kadın doktoru, instagram hesabından Chelsea formasıyla paylaşımda bulundu.
Bu durum, Maviler'in yeni kadın doktorunun Viktoryia Gameeva olabileceğini gösterdi.
Filiz Koç Muratpaşa ile anlaştı
Almanya'da top koşturan 28 yaşındaki kadın futbolcu Filiz Koç, Muratpaşa Belediyespor ile
anlaşmaya vardı.Almanya'da profesyonel futbol kariyerinin yanı sıra modellik yapan, televizyon
dizilerinde rol alan 28 yaşındaki Filiz Koç, Kadın Futbol 1'inci Lig ekiplerinden 1207 Antalya
Muratpaşa Belediyespor ile prensipte anlaştı.Koç, yeni takımıyla şampiyonluk kazanmayı, Türkiye'de
kadın futbolun gelişimine katkı sağlamak istediğini söyledi.
Viktoria Zeynep'ten 4. altın madalya
Dünya Gençler Yüzme Şampiyonası'nda kadınlar 200 metre kurbağalamada şampiyon olan
Viktoria Zeynep Güneş, 4. altın madalyasını kazandı.
50 metre ile 100 metre kurbağalama ve 200 metre karışığın ardından kadınlar 200 metre kurbağalamada
da altın madalyanın sahibi oldu.
200 metre kurbağalama finali yapıldı.
rekoru kırarak Ukrayna için mücadele ettiği 2013 Dünya Gençler Şampiyonası'nın ardından bir kez
daha dünya şampiyonluğuna ulaştı.
ABD'li Rebecca Soni'nin (2:19.59) ardından bu disiplinde 2:20'nin altına inen 3. kadın yüzücü oldu.
50 metreile 100 metre kurbağalamada 17-18 ve artı 19 yaş gruplarında Türkiye, 200 metre karışıkta ise
dünya gençler rekoru kırarak altın madalya almıştı.
sırtüstünde Ege Başer ve Batuhan Hakan, kadınlar 200 metre serbestte de Defne Kurt, sabah
seansındaki elemeleri geçemedi.
www.brisin.tr.gg Dünyaya Gülümseyen Site
Gürcistan'a set vermedik
2015 Avrupa Voleybol Konfederasyonu Kadınlar Avrupa Ligi A Grubu'nda Türkiye, 5. hafta
ilk maçında Gürcistan'ı 3-0 mağlup etti
Türkiye: Cansu Aydınoğulları, Fatma Yıldırım, Melike Yılmaz, Ceren Kestirengöz,
Ezgi Dağdelenler, Ayşe Melis Gürkaynak (Serpil Ersarı, Arelya Karasoy, Su Zent,
Buse Kayacan, Ceren Cihan)
Gürcistan: Kipshidze, Kalandadze, Kakhadze, Sturua, Tvauri, Gaprindashvili (Tsarina Sanadze,
Sosnovskaya, Julieta Sanadze)
Setler: 25-8, 25-14, 25-17
Süre: 67 dakika (21, 21, 25)
Daha önce yarı finale çıkmayı garantileyen ve grupta liderliğini devam ettiren Türkiye, son maçında yarın Gürcistan ile yine İzmir'de karşılaşacak. Müsabaka, saat 19.00'da başlayacak
Milliler son maçında galip
Türkiye A Milli Basketbol Takımı, Akropolis-Eurobank Uluslararası Turnuvası'ndaki son maçında
Hollanda'yı ikinci uzatma sonunda 95-94'lük skorla mağlup etti.
OAKA'da oynanan karşılaşmaya A Ulusal Takımımız, Kartal Özmızrak, Birkan Batuk,
Furkan Korkmaz, Barış Hersek ve Oğuz Şavaş beşiyle başladı.
Oyunun başında iyi mücadele eden ve topu da hücumda iyi paylaşan millilerimiz, Birkan ve Barış'ın
basketleriyle 5.dakikada vaziyeti 12-6'ya getirdi. Savunmadaki çabasıyla rakibine kolay sayı talihi
vermeyen ve Birkan'ın önderliğinde 19-5'lik seri yakalayan Ay Yıldızlılarımız, ilk çeyreği 31-11 önde bitirdi.
İkinci periyotun ilk sayısını Göksenin ile bulan millilerimize Hollanda, Kloof ve Smeuders ikilisiyle cevap
verdi. Bu bölümde pota altına top indirdiği dakikalarda skor üreten Turuncu-Siyahlılar, 16.dakikada
farkı 11 sayıya indirdi (36-25). Ancak Oğuz Savaş'ın orta mesafe isabetleriyle hücumda toparlanan Ay Yıldızlılarımız, devre nihayetinde soyunma odasına 53-35 üstün girdi.
Üçüncü periyotun ilk dakikalarında hücumda iyi bir ritim yakalayan Hollanda, Slagter ve Kloof'un
basketleriyle 8-0'lık seri yakaladı (53-43). Mola alan millilerimiz, ara sonrasında hücumda skor bulamayınca, 25.dakikada vaziyet 53-46'ya geldi. Rakibinin serisini Oğuz Savaş'ın asistinde Birkan Batuk'un turnikesiyle sonlandıran Ay Yıldızlılarımız, mücadelenin final periyotuna da 67-54 önde girdi.
Karşılaşmanın dördüncü periyotunda savunmada kaptığı topları hücumda değerlendiren millilerimiz,
33.dakikada farkı 15 sayıya çıkarttı (72-57). Norel ve Slagter'in sayılarıyla sessizliğini bozan Hollanda'ya
A Ulusal Takımımız, Birkan'ın turnikesiyle yanıt verdi. Son bölümleri büyük bir çekişmeye sahne olan karşılaşmada bitime 58 saniye kala De Jong'un serbest atışlarıyla skora balans geldi (74-74). Son hücumu millilerimiz değerlendiremeyince normal müddette eşitlik bozulmadı.
İlk uzatma dakikalarında Charlon Kloof ile hücumlarda daha örgütlü olan Hollanda, skor üstünlüğünü de
eline aldı. Bitime 5.6 saniye kala Göksenin Köksal ile üç sayılık atış pozisyonunda yapılan faul s
onrasında üç serbest atışı da değerlendiren Ay Yıldızlılarımız, durumu da 86-86'ya getirdi ve ilk
uzatma geride kaldı.
İkinci uzatma bölümünde iki takımda savunmaları ön tasarıya çıkartırken, Semih Erden'in serbest
atışları sayıya çevirmesiyle 1 dakika kala durum 94-94'e geldi. Kenan Sipahi'nin serbest atış
çizgisinden 1 isabet bulması ve Hollanda'nın da hücumu değerlendirememesiyle mücadeleden
millilerimiz 95-94 galibiyetle ayrıldı.
Hazırlık mücadelelerini bu turnuvayla bitiren Türkiye, 30 Ağustos Pazar günü yurda dönecek.
TÜRKİYE (95): Doğuş Balbay 8 (2 ribaund- 1 asist), Sinan Güler 3 (2 ribaund- 2 asist),
Barış Hersek 21 (6 ribaund), Semih Erden 5 (4 ribaund), Melih Mahmutoğlu, Birkan Batuk 13
(4 ribaund- 3 asist), Oğuz Savaş 18 (8 ribaund- 2 asist) Göksenin Köksal 13 (4 ribaund- 1 asist)
, Kenan Sipahi 6 (3 ribaund- 1 asist), Kartal Özmızrak 2 (4 ribaund- 4 asist),
Furkan Korkmaz 6 (2 asist)
HOLLANDA (94): Yannick Franke, Leon Williams (2 ribaund- 2 asist), Worth
De Jong 22 (8 ribaund- 1 asist), Charlon Kloof 25 (5 ribaund- 4 asist), Mohamed Kherrazi
(5 ribaund- 1 asist), Ralf De Pagter (1 ribaund), Kees Akerboom 12 (3 ribaund), Roeland
Schaftenaar 7 (8 ribaund- 1 asist), Robin Smeulders 7 (10 ribaund- 2 asist), Henk Norel
9 (13 ribaund- 2 asist), Arvin Slagter 12 (4 ribaund- 2 asist)
1.PERİYOT: 31-11
2.PERİYOT: 22-24
3.PERİYOT: 14-19
4.PERİYOT: 7 -20
1.UZATMA: 12-12
2.UZATMA: 9 - 8
Aslı Çakır Alptekin'e 8 yıl men
2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda 1500 metrede şampiyon olan Aslı Çakır Alptekin'in madalyası
doping gerekçesiyle geri alındı.Milli atlete 8 yıl da men cezası verildi. Kararı bugün Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi CAS açıkladı.1500 metredeki altın madalya ise ikinci olan Gamze Bulut'a verildi.
Eva, Baba Rahman'ın sağlık kontrolünde yer almadı
Carneiro'nun Baba Rahman transferinde de safdışı bırakıldığı yazıldı.
bulunmadığını ve bunun Mourinho ile aralarındaki sorundan kaynaklandığını yazdı.
Eva Carneiro için şok açıklama: 'Seks delisi...'
Chelsea'nin olaylı doktoru Eva Carneiro'nun daha önceki sevgilisi, 41 yaşında olan doktor için şok
izahlarda bulundu.Rupert Patterson-Ward, 15 ay süresince beraber oldukları Eva için
'Tam bir seks delisi' tabirini kullanırken, "Hayatımı mahvetti. Onunla aile kurmayı düşünüyordum
ancak o beni bir sakız gibi çiğnedi ve tükürdü. Gerçek yüzünü kimse bilmiyor" şeklinde konuştu.
Rupert, "İlk tanıştığımız dönemde bir keresinde, beni yatak odasına götürdü ve 'seni rehabilitasyon
etmem gerekli' diyerek üstümdekileri yırttı ve ihtiraslı bir şekilde birlikte olduk. O istediğini her vakit
almasını bilen ceberrut bir kişi" diyerek Eva ile ilgili oldukça sert sözler sarf etti.
Rupert ayrı olarak Eva'nın futbolcular kadar tanınmış olmaktan memnuniyet duyduğunu ve dikkat
çekmeyi çok sevdiğini de vurguladı. Rupert ayrı olarak Eva'nın kendisini bir futbolcu ile aldatmış
olabileceğinden de kuşku duyduğunu izahlarına ilave etti.
Adam Adama Markajda devrim
Micah Richards'ı adeta tongaya düşürdü.Darmian'ın bu hareketi, İngiliz basını tarafından 'dahice' olarak yorumlandı.
başarısız oldu.
Fenerbahçe Zor Rakip
Atromitos cephesi, Fenerbahçe ile eşleşmekten hoşnut değil. Yunan kulübünün yöneticisi Katia
Koxenoglou Fenerbahçe'nin Avrupa deneyimine vurgu yaptı.
Fenerbahçe TV'ye konuşan Atromitos yöneticisi Katia Koxenoglou, Bizim için zor bir kura oldu. Fenerbahçe çok kaliteli futbolculara sahip. Zor bir rakip. Biz de elimizden geleni yapacağız. Fenerbahçe'nin yeni transferlerinden de haberdarız. Kaliteli kimi kurdular. Zorlanacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.
Kendi alanlarında oynayacakları ilk mücadelenin kendileri için zor olacağını kaydeden Koxenoglu, "Şayet ilk mücadelede iyi bir netice alırsak tur için umutlanabiliriz" ifadelerini kullandı.
Rekortmen atlet Kira Grünberg felç oldu
Avusturyalı erişmen atlet Kira Grünberg, idmanda kötü düşünce boyun omurlarını ciddi şekilde yaraladı. Genç sporcu operasyona alındı ancak Grünberg'in belden aşağısı felç oldu.
AVUSTURYA ’nın sırıkla yüksek atlamada milli rekorunun sahibi olan 21 yaşında olan atlet Kira Grünberg, perşembe günü yaptığı idmanda ters şekilde düştü. Hazırlıklarını Innsbruck’ta sürdüren atletin, boyun omurlarını ciddi şekilde yaraladığı izah etti. ANADOLU AJANSI yer alan habere göre, bu arada antrenörü olan babasının gözleri önünde kaza geçiren ve hemen hastaneye kaldırılıp operasyon edilen Grünberg’in belden aşağısı felç oldu.
2012 Dünya Gençler Şampiyonası dördüncüsü olan Avusturyalı atlet, geçen sene Zürih’teki AVRUPA Şampiyonası’nda 4.45’i geçerek Avusturya rekoru kırmıştı.
Şampiyon Boğaz'dan tekne konvoyuyla Dolmabahçe'ye geliyor.
Tribünleri dolduran taraftarlar önünde gerçekleştirilen kutlama, Beko Bandosu'nun performansıyla başlarken, bu sırada Beşiktaş teknik heyet ve futbolcuları sahaya çıktı. Orta sahada sevinç gösterisi yapan siyah-beyazlılar, basın mensuplarına da poz verdi.
Dusko Tosic'in eşi Jelena Tosic de sahne aldı.
Feridun Düzağaç
Simge Sağın
Gökhan Tepe
Emre Kaya
Hakan Altun
SKY SPORT: ''Dünya futbol tarihinde görülmemiş şampiyonluk kutlamaları..'' (Besiktas/Istanbul/Turkey)
FIFA: ''Beşiktaş şampiyonluğunu hem kara da, hem deniz de kutladı.''
OSMANLI’DA BAYRAM NASIL OLURDU?
Osmanlı İmparatorluğu’nda bayramlar yerleşmiş kuralları olan törenlerle kutlanırdı. Üç gün süren Ramazan Bayramı’na “Iyd-i Said-i Fıtr”, dört gün süren Kurban Bayramı’na ise “Iyd-i Adha” adı verilirdi. Bayramlar, hicretten sonra, yani 634’te başlamıştı.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ramazan Ayı’nda, bayramın başlaması için Şevval Ayı’nın girdiğinin işareti olarak hilâlin görülmesi beklenirdi. Eğer Ramazan’ın 29’unda hilâl görülmezse, Ramazan’ın 30’unda top atılarak ertesi günün bayram olduğu ilan edilirdi.
Hilâl görülmediği takdirde bu şekilde bayram gününün tespitine “tekmil-i selasin” denilirdi. Kurban Bayramı’nda da ayın durumuna göre, Zilhicce ayının birinci gününün tespitiyle Arife ve Bayram günü belli olurdu. Ramazan’ın başlangıcını, bitişini, Kadir Gecesi’ni ve Kurban Bayramı’nın ne zaman olduğunu belirlemek, İstanbul Kadısı’nın göreviydi. Kadı bu günleri tespit ettikten sonra Saray’a bildirir, daha sonra da durum halka ilan edilirdi. Saray’a bu günleri bildiren İstanbul Kadısı yüklü bir bahşiş alırdı.
Bayramdan önce subaylara ve memurlara birer maaş ikramiye dağıtılırdı. Devlet hazinesinin zor durumda olduğu dönemlerde bazen bu ikramiye yarım maaşa düşürülmüş, bazen de hiç verilmemiştir. Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye, Fatih gibi büyük camilerin ulemaya “kürk bahası”, “iftariye” adı altında hediyeler dağıtılırdı. Bayramlarda askere şeker, kuzu, helva ve salata verilirdi. Zaptiyeye ise, birer adet fes ve püskül verilir veya bedeli ödenirdi. Bayramın birinci günü, hapishanelerdeki mahkûmlara helva dağıtılırdı. Bayram nedeniyle, cezasının üçte ikisini çekmiş mahkûmların bir kısmı da affedilirdi.
Resmî bayramlaşmalar bayramdan önce başlardı. Tanzimat’tan sonra çeşitli günlerde olduğu gibi bayramlarda da bir mektup veya telgraf ile bayram tebriki usulü başlamıştı. Memurlar ve müdürler amirlerinin ve padişahın bayramını mektup veya telgraf ile kutlarlar ve sadakâtlerini arz ederlerdi. Bayram tebriki gönderenlerin bir listesi yapılarak padişaha sunulurdu. Daha sonra bunlara tebriklerinden duyulan memnuniyeti belirten cevap yazısı gönderilirdi.
Bayram tebrikini yalnız Müslümanlar yapmazdı. Ermeni Patriği’nden Keldani Patriği’ne, Ortodoks Metropolitler’den Karadağ Prensi’ne kadar herkes padişaha bayram tebriki gönderirdi.
Memurlar da bayramlaşmak için amirlerinin evlerine giderlerdi. Ancak bu durum çok masraflı olduğu için, Tanzimat’tan sonra 1845’te bir karar alınarak bu uygulamaya son verilmişti. Bu tarihten sonra memurlar amirleriyle iş yerlerinde bayramlaşırlar. Bayramın bitmesinden sonra resmî dairelerdeki memurlar işyerlerinde önce kendi aralarında bayramlaşır, ardından da bayram tebriki için önce müdürlerinin, daha sonra da müdürleriyle birlikte bakanlarının yanına giderlerdi. Bu işler bittikten sonra farklı dairelerin memurları birbirlerini ziyaret ederek kendi aralarında bayramlaşırlardı.
Bayram tatilleri ise, devletin zor durumda olduğu zamanlarda, kısa tutulmuştur. Örneğin 1919 yılı Kurban Bayramı’nda, ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle bayramın üçüncü ve dördüncü günleri, devlet daireleri açılmış ve bütün memurlar işlerinin başında bulunmuştur.
Arife günü, ikindiden itibaren Ramazan Bayramı’nın üçüncü günü, Kurban Bayramı’nın ise dördüncü günü akşamına kadar her gün top atılırdı. Bu toplar genellikle Tersane’den ve Donanma’dan ateşlenirdi. Bazen limanda bulunan yabancı gemiler de top atarlardı. Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi Arife Gecesi bütün cami ve mescitlerin kandilleri yakılırdı. Tahirü’l Mevlevi’de yayımlanan 1921 tarihli bir yazıda, eski bayramlar şöyle anlatılır:
“Başta İstanbul olmak üzere her şehirde Arife günü hamamlar sabaha kadar açık olurdu. Genelde hamam işi son güne bırakıldığı için, hamamlarda iğne atsan yere düşmezdi. Şekerci dükkânları da geç vakte kadar çalışırdı. Bayram sabahı gün ağarmadan davulcular namaz için halkı uyandırırlardı. Ardından toplar atılarak halk sabah namazına çağrılırdı. Aile reisleri erkek çocuklarını da alarak camiye gider ve sabah namazını kılarlardı. Daha sonra camilerde kürsüye çıkan vaizler, bayram namazı vakti gelinceye kadar camide bulunanlara vaaz ederlerdi. Namazdan sonra genelde birbirini tanıyan insanlar bayramlaşıp mezarlıkların yolunu tutarlardı. Mezarlık ziyaretlerinde, ölmüş büyüklere dualar edildikten sonra herkes evine giderdi. Büyüklerin ellerini öpen çocuklar, daha sonra yeni elbiseleriyle komşuları dolaşırlardı. Bu ziyaretlerde el öpen çocuklara bayram harçlığı ve mendil verilirdi”.
Mahalle’de bayramlaşma ise, ayrı bir anlam ifade ederdi. Mahalle bekçileri ve Ramazan davulcuları ev ev dolaşarak bahşişlerini toplarlardı. Eğer mendil ve kumaş verilirse bu bir sırığa bağlanırdı. Bunların ardından tulumbacılar, daha sonra da çöpçüler ziyarete gelirdi. Bu ziyaretçileri uğurlayan ev sahipleri, yola düşerek ilk gün yakın akrabaları olan büyüklerini ziyarete giderlerdi. Bayramda eve gelen insanlara önce şeker, ardından da kahve ikram edilirdi. Ancak şeker öyle bir tane verilmez, şeker tepsisi misafirin önüne konulurdu. Misafir tepsiden istediği kadar şekeri yerdi.
SARAY’DAKİ TÖREN
Bayramlarda düzenlenecek törenin teferruatı Teşrifat Kalemi’nin işiydi. Padişah için düzenlenecek tebrik töreninin teferruatı bu “Daire” tarafından hazırlanır ve işlemler buna göre yürürdü. Ramazan Bayramı Namazı ve bayramlaşma merasimine katılacaklara, davet tezkireleri dağıtılırdı.
Osmanlı Sarayı’ndaki bayramlaşmanın nasıl yapılacağı Fatih Kanunnamesi ile belirlenmişti. Bu kanunnameye göre, padişah bayram sabahı namazını Hırka-i Saadet Dairesi’nde kılar, daha sonra bu yerin önüne taht konulurdu. Padişah tahta oturunca orada bulunan hocalar dualar okur, ardından görevliler bunlara hediyeliklerini verirlerdi. Mehter çalmaya başlayınca bir taraftan da “Bu gibi günlere yetişmek her zaman müyesser ola” diye bağırır ve dua edilirdi.
Osmanlı Padişahı ile bayramlaşma hakkı olanlar da, kanunnamede belirlenmişti. Bu hakkı haiz olan kişiler sabah namazını Ayasofya Camii’nde kıldıktan sonra Saray’a gidip Divan-ı Hümayun’da toplanırlardı. Topluluğun geldiği haberi padişaha iletilince, o da bunun üzerine Arz Odası’na geçerdi. Daha sonra da görevlilerin dizildiği yoldan, tahtın bulunduğu yere gelirdi. Burada padişahı karşılayan Nakibüleşraf Efendi, yüzü padişaha dönük, ayakta ellerini kaldırıp bir dua okuduktan sonra padişahın bayramını kutlar selam vererek huzurundan çıkardı. Enderun Ağaları da bayramlaşma esnasında yüksek sesle; “Aleyke avnullah! (Allah’ın yardımı üzerine olsun)”, “Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var” sesleri arasında tahta oturur ve bu esnada Mehterân Bölüğü tarafından hünkâr marşı çalınırdı.
Tören sırasında kimin nerede duracağı en ufak teferruatına kadar belliydi. Örneğin Padişah’ın oturduğu tahtın arkasında, sağda Darüssaade Ağası, solda da Silahtar bulunurdu. Buradaki tören sırasında mehter durmadan çalardı. Padişah tahta oturduktan sonra devlet adamları rütbelerine göre sağ taraftan gelerek padişahın eteğini öperlerdi. Veziriazam, Kazasker gibi görevliler etek öperken padişah ayağa kalkardı. Bu üst düzey ricalden sonra sıra Defterdar, Nişancı, Reis’ül Küttap, Defter Emini gibi bürokratlarındı. Ancak bunlar öncekiler gibi etek değil eşik öperlerdi. Şeyhülislam ise, Padişah’ın önünde eğilir ve elini öperdi. El etek öpme işlemini bitiren görevliler, kendileri için belirlenmiş yere geçerek tören müddetince ayakta dururlardı. Kapıkulu Ocakları’nın üst düzey subayları da bu bayramlaşmada hazır bulunurdu.
Törenin bitiminden sonra Padişah, Has Oda’ya geçerek bayram namazı için üstünü değiştirirdi. Bayram namazı büyük camilerinden birisinde genellikle saraya yakın Ayasofya veya Sultanahmet’te kılınırdı. Bayramdan önce padişaha namazı nerede kılacağı sorulur, buna göre hazırlık yapılırdı. Padişah Harem’den çıkıp özel olarak süslenmiş atına biner ve Bab’üs Selam önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte camiye doğru yola çıkardı. Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre atlı ya da yaya olarak padişahı takip ederlerdi. Camiye gidilip namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içerisinde Saray’a geri dönülürdü. Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe “Bayram Alayı” adı verilirdi.
Bayram alayları gerçekten yerli ve yabancı seyircileri hayran bırakırdı. Osmanlı Devleti’nin ihtişam ve nizam gösterisi şeklinde cereyan eden bayram alayları İmparatorluk’un bir gövde gösterisi hâlini alırdı. Pek çok yabancı seyyah bu alayları “İstanbullu’ların seyrinden usanç getirmedikleri bir millî, dinî gösteri” olduğunu belirtirler. Özellikle padişahın namaza gidiş gelişini Paus Lucas eserinde şöyle dile getirir:
“At üzerindeki hükümdarın ihtişamı ile hiçbir şey mukayese edilmezdi. Bindiği ve yedekte götürdüğü atları yeryüzünün en güzel atları idi. Atların koşumları altın, inci ve mücevherlere boğulmuştu. Üniformaların çeşitliliği ve debdebesi, atların güzelliği ve koşumlarının zenginliği ve subayların çokluğu içinde alay intizam ve hem kendisinden hem de seyreden halktan gelen dikkate şayan bir sessizlik içinde yol alıyordu. Gerçekten de dünyanın en eğlenceli ve en meraklı gösterisi idi”.
Bütün merasimlerde padişahın hemen arkasında bulunan Rikabdar, Silahdar ve Çukadar ise sırma bantlı kırmızı kadifeden yatırtma başlıkları kıymetli kumaştan yapılan kaftanları ile dikkati çekerdi. Alay-ı Hümayun’larda asıl tören bölükleri ise sırma bantlı kırmızı kadifeden yatırtma başlıkları kıymetli kumaştan yapılan kaftanları ile dikkati çekerdi. Alay-ı Hümayun’larda asıl tören bölükleri ise solaklar ve peyklerdi. Saray dışına çıkıldığında tertip edilen bütün alaylarda görevli olan bu iki bölük kıyafetleri ile göz dolduran bir görünüm arz ederdi.
Bayramın ikinci günü Padişah “yeni saray” yani Topkapı Sarayı’nda bulunan Gülhane Köşkü’nde bulunurdu. Buraya Kaymakam, Şeyhülislam, Kaptanpaşa gibi görevliler, maiyetleri ile birlikte gelirler ve bayram tebriki için bir tören düzenlenirdi. Bayramın üçüncü günü ise, Padişahlar eski geleneklere göre, Eski Saray’da cirit oyunu seyrederlerdi. (4)
ÜST KATLARDA MIZIKA ÇALINIRDI
Bayramlaşmalar yeni saraylar yaptırıldıkça değişik saraylarda gerçekleştirildi. Dolmabahçe’nin yanı sıra Çırağan Sarayı da törenlerin yapıldığı yerlerdendi. Dolmabahçe yapılırken buraya muhteşem bir bayramlaşma salonu yaptırılmıştı. "Muayede Salonu" adı verilen 2250 metre kare genişliğindeki bu muhteşem yer sarayın alt katında bulunurdu. Salonun 56 sütun üzerine oturtulmuş kubbesinin yüksekliği 36 metreydi. Yüzlerce ampul yanan 4.5 tonluk bir avizesi vardı. Padişahlar devlet görevlileri ile bu salonda bayramlaşırdı.
Bayramlaşma sırasında üst katlarda mızıka çalınır, Harem kadınları da kafes arkasından töreni takip ederlerdi. Harem mensuplarıyla bayramlaşma ise sarayın üst katındaki Mavi Salon’da yapılırdı. (5)
Bayram nedeniyle Harem halkının istediği zincir, küpe ile gerdanlık broş gibi mücevherat, Saray’ın bu tür ziynet eşyasını aldığı kuyumculara bir mektup ile bildirilerek temin edilirdi. Padişah tarafından fakirlere yardım yapılırdı. İmparatorluğun dağılma döneminde zor durumda bulunan göçmen çocuklarını bayramlarda giydirmek de gelenek hâline gelmişti.
Bazı bayramlarda Padişahlar halka açık büyük şenlikler düzenletirdi. Bu bayram şenliklerinden yakın tarihte yapılanlardan biri, Sultan Abdülaziz’in 25-28 Nisan 1866 tarihleri arasında düzenlettirdiği şenliktir. Bayramlarda seyirciler yarım ay şeklinde otururlar padişahın otağı da bunların tam merkezinde bulunurdu. Padişahın otağının sol yanında ziyafet çadırı yer alırdı. 15. yüzyıldan sonra şenlik düzeni belirli bir protokol ve programa bağlanmıştır. Bayramlarda öğleden önce bayramlaşma, ikram, pişkeşlerin dağıtılması ve yemekle geçer, öğleden sonra da gösteriler yapılırdı. Büyük törenlerde geceleri kandiller, mahyalar ve fişeklerle donanma düzenlenirdi. Yapılan gösterilerde çeşitli hünerler, esnaf oyunları, dramatik oyunlar, sportif oyunlar yer alırdı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde bayramlar, devlet erkânının katıldığı, büyük hazırlıkların yapıldığı alanlarda halkın da geniş katılımıyla yapılırdı. Saray’da da hazırlıklar önceden başlar, yapılan merasimlerle halk ile devlet erkânının kaynaşması sağlanırdı. (4)
Bayram Hazırlıkları:
19. y.y.'da bayram hazırlıkları, bayramdan 10-15 gün önce başlardı. Ramazanın on beşinden sonra konaklarda dikiş işleri hazırlanır, konaktaki genç hizmetçilerin bayramlıklarının, evvelâ, alınması sonra da dikilmesi işlemi, yılın en önemli olayı olurdu.
Kapalı Çarşı devrin en meşhur alışveriş merkezi, en seçme ve nadir kadın eşyalarının bulunduğu bir piyasa idi. En kıymetli antika, mücevherler ile kumaşın da en ağırını burada bulmak mümkündü.
Bu arada bayram arifesinde payitaht baştan başa temizlenmiş ve bayramı karşılamaya hazır hâle getirilmiş olurdu.
Bayram Gecesi:
Bayramın ilân edilmesiyle evlerde son hazırlıklar başlar, bahşişler, keselere; çamaşırlar, bohçalara konarak dönme dolaba yerleştirilip selamlığa verilirdi. Fakat haremden selamlığa dönen dolap, bayram hediyelerini o tarafa boşaltırken, selâmlığın da ikramını hareme gönderirdi. Bu gece aşçıbaşının un kurabiyesiyle un helvası yapıp üstünü varaklarla bezeyerek tepsinin kenarına da balmumundan yapılmış mumlar yapıştırıp hareme göndermek âdetten olduğu için, hareme dönen dönme dolap, un kurabiyelerini taşıyan tepsilerle geri avdet eder, kalfaların hepsi dolaptan aldıkları kurabiyeleri ilk defa görüyormuşçasına sevinir ve bunları tabaklara koyup yukarı çıkardıkları zaman da hanımlardan bahşiş alırlardı.(2)
Bayram gecesinde dışarıda ise büyük bir coşku vardı. Daha önce de temas edildiği gibi bayramın tespitiyle beraber bayram gecesi bütün minarelere kaftan giydirilirdi. Ayrıca mahya olarak da bir hat, yol çekilir, bununla Ramazan'ın yolculuğuna ima olunurdu.
Cami minareleri birer fener gibi yanıyordu; Kur'ân-ı Kerim ayetleri gecenin koyu mavisine ateşli harflerle sanki kazılmıştı. Tophane çeşmesinin çevresinde kümelerce ışık ateş böcekleri gibi parıldıyor, Sultan Mahmut'un camisinin minareleri, uçları ateşli demirle çizilmiş gibi göğe doğru fışkırıyordu. Kırmızı ve yeşil ışıkların bir rüya gibi aydınlattığı Tophane ışıl ışıl yanarken, zaman zaman top ağızlarından fışkıran alevler beliriyor, hava fişeklerinin, bombalarının yılankavi ya da parçalı ışıltıları karanlığı deliyordu. Yeşil, mavi, kırmızı, sarı kandillerle direklerini, ip ve bordalarını ışıklandıran demirli gemiler alevden bir okyanus üstünde yüzen elmastan teknelere benziyor, Boğaz'ın suları, bu kandil, fener, yanar söner ışık ve parıldayan harflerin akisleriyle sanki tutuşuyordu.
Boğaz'da düzenlenen bu muhteşem bayram şenlikleri yanında, bu gece şehirde de bayram için son hazırlıklar yapılmaktaydı. Şehrin bütün hamamları, sabaha kadar açık bulunur ve hepsi de aşırı derecede kalabalık olurdu. Senede bir defa sıcak su yüzü gören ayak takımı da bayram gecesi temizliğe dikkat eder ve hamamlara doluşurlardı. Bu gece kalabalık olan diğer bir yer de şekerci dükkânlarıdır. Zaten bu dükkânların en revaçlı olduğu zaman reçel ve şurup dolayısıyla Ramazan günleri, şeker ve şekerleme münasebetiyle de bayram gecesi ve günleriydi.
Bayram Namazı:
Bayram gecesi sabaha karşı mahalle bekçileri davullarını çalarak ayrıca bir taraftan:
"Bu sabahın yazına,
Kalkın Hakk'ın niyazına,
Abdest alın ey komşular!
Bayram, sabah namazına."
şeklindeki manilerle halkı namaza uyandırırken, atılan toplarla da sabah namazı vakti ilân olunur, minarelerde verilen "temcîd"in akabinde de sabah ezanı okunurdu.
Bayram namazının yaklaşmasıyla birlikte büyükler, yanlarında çocukları olduğu hâlde bayramlık elbiselerini giyer ve yakınlarında bulunan bir camide bayram namazını eda ederlerdi. Vüzera, ekâbir-i ricâl ve diğer memurlardan "Rikâb-ı Hümâyûn" denen Padişah Hazretlerinin tebriklerini arz etme merasimine dahil olanlar ise, sabah erkenden rütbelerine göre resmî elbiselerini giyer ve saraya giderlerdi. Dönüşte ise hareme gelir, resmî elbisesini değiştirir, biraz kahve, çubuk içer, azıcık dinlenir ve bayramlaşma tebriklerine hazırlanırdı.
"Musallâ" denen açık araziler, bayramdan bir iki gün evvel süpürülür ve temizlenirdi. Halk, bayram namazları için, omuz ve koltuklarında seccadeleri olduğu hâlde gecenin yarısından itibaren bu meydana akın hâlinde gelir ve yer alırlardı. Bazen çok kalabalık olur, o zaman halk, meydana (musallâya) sığmaz, etraftaki sokaklara yayılır ve öylece namaza iştirak ederlerdi.
Musallâda bembeyaz sarıklı, siyah lâtalı hocalar; ebâniye sarıklı ihtiyarlar; orta yaşlılar; gençler ve bayram elbiseleriyle çocuklar; büyüklerin üzerinde siyah, lacivert, mavi renkli geniş çuha şalvarlar ve çuha paltolar, bellerinde Acem veya Gürün şalları sarılı, boyunlarından atma gümüş zincirli, iki kapaklı, oldukça büyük saatleri şallarının arasında bulunur, arada bir zorlukla çıkarır, vakti takip ederlerdi. Yine İslâmiyet'in ilk dönemlerinden beri devam eden kadîm bir gelenek bu yüzyılda da devam etmekte; musallâda kılınan bayram namazlarını seyir için uzak mahallelerden birçok kadın, genç kız meydana nâzır evlerde oturan akraba ve dostlarının evlerine gelip, meydanları çevreleyen bu evlerin pencere ve damlarından namazı seyretmekteydiler. Bayram namazları gerçekten büyük bir azamet ve ihtişam içinde kılınır, namazdan sonra ilk tebrikleşmeler cami içerisinde başlar, tanıdıklar burada, el öperek, musâfaha veya muânaka ederek bayramlaşırlar, çıkışta da ulema veya meşâyihin yahut yaşça ileri olanların ellerini öpüp dualarını alırlardı.
Kaynakça:
1.Ayverdi, Semiha, İbrahim Efendi Konağı, İstanbul, 1982.
2.Tâhiru'l-Mevlevî, Mahfel Dergisi'nin Şevval 1338 Tarihli Nüshası.
3-Ömer AKGÜMÜŞ'ün Osmanlı'da Bayram isimli yazısı.
4-Mostar Dergisi 46.sayı
5-Hanedan.org. internet sitesi
Süper Kupa Cüneyt Çakar'ın
Türkiye Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, 8 Ağustos Cumartesi günü Ankara'da Galatasaray ile Bursaspor arasında oynanacak TFF Süper Kupa müsabakasında Cüneyt Çakır düdük çalacak.Çakır'ın yardımcılıklarını Bahattin Duran ve Tarık Ongun yapacak. Karşılaşmanın
dördüncü hakemliğini Mustafa Emre Eyisoy, ilave yardımcı hakemlik görevini de Hüseyin Göçek ile
Barış Şimşek üstlenecek.
Osmanlı Stadı'nda oynanacak TFF Süper Kupa maçı saat 20.45'te başlayacak.